DOLAR 1.70'E ÇIKABİLİR
DOLAR 1.70'E ÇIKABİLİR
Borsada satış devam edecek. Piyasalar nereye gidiyor?
ABD'de konut sektörüne yaşanan endişelerin yeniden artması uluslararası borsaları bir süre daha sallamaya devam edecek gibi gözüküyor. ABD'de ikinci çeyrek büyüme rakamlarının beklenenden iyi gelmesine rağmen geçen haftayı ABD ve Avrupa borsalarının kayıpla kapatmasının yaşanan türübülansın bir anda ortadan kalkmayacağına işaret ettiği belirtildi. Geçen haftayı yüzde 2,5 değer kaybıyla 51.561 puandan tamamlayan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) da uluslararası piyasalardaki tedirginlikten payını alması bekleniyor. Ulusararası piyasalardaki olumsuz havanın birden bire normale dönmesinin beklenmemesi gerektiğini savunan uzmanlar, bu süreçte Türk para ve sermaye piyasalarında da dalgalanmalar yaşanacağını ifade ediyor. ABD'deki kredi sektörüne ilişkin endişelerin şiddetinin artması halinde piyasaların yönünü yabancıların yatırım tercihlerinin belirlemesi bekleniyor. Uzmanlar, yabancı yatırımcıların pozisyonlarını bozmaları halinde doların geçen yılın mayıs ve haziran ayında olduğu gibi yeniden 1.70 YTL'ye kadar çıkabileceğini öngörüyor.
Piyasada volatilite artar
Uluslararası borsalardaki yüksek tansiyonun kısa bir süre içerisinde normali dönmesinin beklenmemesi gerektiğine dikkat çeken Finans Portföy Kıdemli Portföy Yöneticisi Murat İnce, "ABD kredi sektörüne ilişkin sıkıntı birkaç hafta mı yoksa 1-2 ay mı sürer bunu kestirmek zor. Ancak dışarıdaki hava biraz daha kötüye gittiği taktirde bizde de işlerin kötüye gideceği ortada" dedi. Yabancı yatırımcıların pozisyonun bozmayı göze alırsa dolar kurunun 1.70 YTL'ye kadar yükselebileceğine dikkat çeken İnce, hisse senetleri piyasının seyrinde de yabancının tercihi belirleyici olacağını söyledi. Alternatifbank Başekonomisti Serdar Şenol ise bundan sonra piyasaların küçük fakat kısa aralıklarla dalgalanmalar yaşamaya hazır olması gerektiğini söyledi. Şenol, ABD kredi sektöründe yaşanan tedirginliklere ve diğer piyasalara olan etkisine bakarak; 'uluslararası piyasalarda hava tersine döndü' denemeyeceğini söyledi. ABD konut piyasasında işlerin ne zaman yoluna gireceğini tehmin edilemeyeceğini kaydeden Akbank Hazinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Reşit Toygar da "Kredi piyasalarında yaşanan sıkıntıların şiddetinin artması halinde volalite artar fakat bu Türkiye'nin dinamiklerinin bozulacağı anlamına gelmez" diye konuştu.
REFERANS GAZETESİ
Satışta İlk salvo tam geçmedi!
ABD hisse senedi piyasaları ve Brezilya borsaları Cuma gününü önemli kayıplarla kapattılar. Dow Jones endeksi ve S&P 500 endeksleri sırasıyla 208.1 ve 23.71 puanlık günlük kayıplar yaşadılar. Bunlar yaklaşık yüzde 1.5’lik kayıplara denk geliyordu.
Asıl önemlisi; hem ABD borsalarının hem de Brezilya piyasalarının günün en düşük seviyelerini kapanışta görmüş olmalarıydı. Oysa ABD, Cuma gününe yüzde 3.2 beklentiye karşın yüzde 3.4 gelen ekonomik büyüme haberiyle olumlu başlamıştı. Hazine Sekreteri Henry Paulson, ekonomik büyümenin sürdüğünü ve sorunlu “eşikaltı” kredi meselesinin de büyük ölçüde ’kontrol altına’ alındığına dair “yatıştırıcı” açıklamalarda bulundu. Tüm bunlara rağmen gün boyu düşüş sürdü.
Düşüşte; kredi piyasalarındaki sorunların yanı sıra; yüksek petrol fiyatlarına rağmen beklentilerin altında kâr açıklayan Exxon ve bazı petrol şirketleriyle; beklenti ortalamasının 91.2 olduğu Michigan Üniversitesi’nin beklenti anketinde endeksin 90.4 çıkması da etkili oldu.
Beklentilerden iyi gelen ekonomik büyüme rakamları bile, kredi piyasalarından kaynaklanan endişeleri azaltmaya yetmeyince ABD’de haftalık kayıp rekorları kırıldı.
Yükseliş satış fırsatı
Önümüzdeki günlerde ne olur derseniz... Çok büyük olasılıkla beş yıldır süren “boğa piyasasının” sonuna yaklaşıldığı bu günlerde; kayıpların azaltılabilmesi, piyasalarda daralan likiditenin rahatlaması; daha doğrusu artan para maliyetine karşın düşen getiri çıkmazını aşabilmek için; FED’in faiz indirmesi tartışılmaya başlayacaktır.
Bu beklenti ile düşüşler bir süre için sınırlandırılmaya çalışılacaktır. Dow Jones endeksinde 12,800 seviyesi kritik ancak buraya gelinmeden 13,180-13,250 arasında piyasalardaki satış azalır, düşüş durur görünüyor. Benzer şekilde S&P 500 endeksinde de 1,445-50 bandı; 1,370 seviyelerinden önce tutacaktır. Sonrasında son düşüşlerin bir düzeltmesi gelecektir.
Ancak bu yükselişleri artık kesin satış fırsatı olarak değerlendirmek gerek. Zira sorun sadece “eşikaltı” krediler değil. Bu yıl içinde ABD piyasalarındaki rallinin sürmesindeki itici güç durumundaki büyük satınalma ve birleşmelerin fonlama teminindeki sorunlar da dikkat çekici.
Sorunlu krediler nedeniyle yükselen kredi marjları; her türlü borcun yeniden fiyatlanmasına; risk iştahının azalmasına (güncel söylemiyle likiditenin daralmasına) yol açıyor. Bu da düşük faiz ortamına göre bile ’pahalı’hale gelmiş olan şirket değerlemelerinin, daha da pahalı hale gelmesine neden oluyor. Diğer bir deyişle piyasalardaki hisse senedi fiyatları yeni kredi koşullarına göre, daha da yüksek hale geliyor ki bu da satışların ardındaki temel sebebi oluşturuyor.
Bu hafta neler olur ?
İMKB’de, bono piyasalarında ve özellikle de uzun süre direnen eurobond piyasalarında gözlenen satışlar sürecektir. Yancı yatırımcılar tek parti iktidarını iki günde unuttular ve yüzlerini global piyasalara döndürdüler bile. Dışarısı bozulunca içeride ’tek başına’ iktidarın yapabileceği pek fazla bir şey yok.
Geçen haftanın yükseği ve düşüğü arasında (56,309-50,644) İMKB yüzde 10’luk bir kayıp yaşadı bile. Cuma günkü ABD kapanışlarını gözönüne alırsak satışların sürmesi ve daha düşük seviyelerin görülmesi mümkün. Ancak yukarıda ABD piyasası için belirttiğim seviyeler tutar ve FED faiz indirimi gündeme gelirse düşüşler durabilir ve hatta yeniden 53 binli seviyelere kadar bir yükseliş yaşanabilir.
Faiz cephesinde bileşik 18.55 seviyeleri görülebilir. Borsadaki (kısa sürecek olsa da) iyimser havanın bonolarda da yaşanması mümkün ancak faizlerde 17.40’ların altı şimdilik zor.
Döviz aslında bu iki piyasadaki hareketlere bağlı hareket ediyor. Varlık piyasalarından çıkış döviz alımını getiriyor (ya da getireceği beklentisiyle dövizde hareket yaşanıyor). 1.3290 yüksek seviyesi görüldükten sonra 1.30’ların bile altına inildi Cuma günü. 1.3030’un üzerinde kalındığı sürece 1.3165 ve 1.3425 seviyeleri önem kazanıyor. Aşağısı şimdilik 1.2670 ve 1.2525 ile sınırlı.
İlk salvonun düzeltmeleri olacaktır. Bunları kısa vadeli kâr etmeye çalışmak yerine, yeni döneme hazırlık amacıyla kullanmakta fayda var.
ALİ AĞAOĞLU - VATAN
Dolar kurunda bugün yine “hareket” var...
Cuma gününden bu sabaha, herkesin aklında olan sorudan başlayalım: Geçtiğimiz haftanın son gününde “yurt dışından gelen etki ile” 1.3260-1.3340 bandını deneyen ve kapanışa doğru yeniden 1.30 desteğine çekilen dolar kurunda bugün neler olabilir?
Yazının geri kalanını okuma sabrını göstermeden “sonuç” isteyenler için hemen ifade edeyim: Cuma günü piyasalarımız kapandıktan sonra yurt dışında oluşan veriler “dolar kurunda” bugün yeniden 1.3260-1.35 bandını test etmemizi gerektiriyor...
“Neden ?” diyorsanız, kısaca aktarayım: BOVESPA ve Dow Jones, Cuma açılışlarında “ilk destek bölgelerinden” tepki verdi ve ilk saatlerde “sermaye piyasalarından çıkış” sadece bir “realizasyonmuş” algılaması oluştu. Sonrasında “FED, büyüme, soğuyamayan ekonomi, faiz artırımı” gibi kavramlar yeniden havalarda uçuşmaya başladı ve “yeni bir genleşme sınırını aşamayıp geri çekilen petrol fiyatı, zirveden kırılan dolar-yen” etkisi gibi sebepler ile “Dow Jones ve BOVESPA” ana destek bölgelerine kadar geri çekildi. Bu bölgeler, özellikle Dow Jones için 13.200-13.300 bandı çok önemli...
Uzun lafın kısası, “bitti” denilen dalganın bitmediği ortaya çıktı ve herkes hafta sonuna şu soruyu sorarak girdi: Bu sadece bir realizasyon mu yoksa 2002 sonrası ortaya çıkan ana trendin kırılması mı? Cevap: Dow Jones’un 13.200, dolar-yen’in 117.80 gibi ana kriterleri kesin olarak kırıp kırmayacağını bugün gözlemleyeceğiz ve cevaba bir adım daha yaklaşacağız...
Sevgili dostlar, bu noktada sizlere herkes gibi “dolar riski” olan biri olarak samimiyetle şunu söylemek istiyorum; kurun belli bir noktaya kadar sakin bir şekilde “hasar verecek şiddette olmadan” yükselmesi inanın Türkiye için “olumlu”...
“Mantığını açıklayabilir misin” derseniz, birkaç tespit yaparak sizi ikna etmeyi deneyeceğim. İlk etapta yukarıdaki analiz için de işinize yarayacak “dolar kuru grafiğine” birlikte bakalım...
Ne gördünüz?
Çok net; 2002 sonrası “yurt dışından gelen” sıcak para “yüksek faiz ve düşük kur” ile inanılmaz kazançlar elde etmiş. Detayı maddeler halinde sorgulayalım:
1) Bugün Türkiye’deki finansal yapı; “dışarıdan akan paranın, yüksek bir şekilde nemalandığı” ve “kendi yararına” sistemin patlamasına yani “cari açık, siyasi risk” gibi unsurların algılanmasına izin vermediği bir dinamik üzerine oturmuş durumda. Riskler algılanmıyorsa, bu “sistemden aşırı getiri sağlayanların” yapının bozulmasından duydukları kaygının, “gerçekleri” örtmesinden-ötelemesinden kaynaklanıyor. Dünya bozulmadıkça “içeride her şey pembe” demeye devam ettiler...
2- Sıcak para tabanlı sistemlerde “dalga boyu” düşer yani “geçici denge” sağlanır ama bu süreçte önlem alınmazsa “içerideki birikim” yani “yerli tasarruf sahiplerinin varlıkları veya çalışanların katma değer ve ödedikleri vergiler” yurt içinden-yurt dışından gelen “sıcak para” tarafından emilir...
3- Sistem “aşırı uçlara” kaymadan tanımlanmış aralıklar içinde salınırken, “düşük dalga boyunu” istikrar sanan sade vatandaşın, “normalde elde etmesi” gerekenler “sıcak para” tarafından kendi hesabına transfer edilir.
Bu tespitler sonrası gelelim “kur biraz yükselse aslında daha iyi olur” çıkarımına...
Ne dersiniz; yukarıda “detay” olarak belirttiklerimi mi yoksa “biraz da olsa yükselen kuru mu” tercih edersiniz?
Sonuç: Hâlâ “düşük kur, ülke için daha iyi” diyorsanız, dolar-YTL grafiğine bir bakın ve lütfen şu soruya cevap verin; Yunanistan’dan gelen bir emeklilik fonu 2003 mart ayında Türkiye’de “1 milyon dolar” satmış (euro olarak da aynı hesap yapılabilir) ve karşılığında Hazine bonosu almış. Kur 1.30-1.25 aralığındayken pozisyonunu kapatmış. Kur farkı ile dolar bazında getirisi o günden bugüne yüzde 100 üzerinde. Peki bu paranın dolar bazında elde ettiği yüzde 100’e yakın getiri nereden geliyor?
Son söz: Yukarıdaki kur grafiği, “alçalan tepeler formasyonu” ile geri çekilen ve 1.25 dibini test eden kurun ilk “yükselen tepesini” yaptığını gösteriyor. Yurt dışından “fazladan” olumlu katkı yapacak veriler gelene kadar “yeni kısa vadeli yükseklikler” görebiliriz. 1.3260 ve 1.35 önümüzdeki ilk “tepe” çizecek dirençler...
YİĞİT BULUT - VATAN